Walter Gropius

Walter Gropius ve Bauhaus

Modernizmin öncülerinden olan Walter Gropious Alman bir mimardır. Le Corbusier, Frank Lloyd Wright ve Mies van der Rohe gibi diğer çağdaşlarından da bir yönüyle ayrılır o da disiplenlerarası çalışmayı desteklemesidir. Bu hususta Uğur Tanyeli’nin bir eleştri yazısında Nerdinger’in kitabına atıfta bulunarak “ Orada, mimarın kendi ifadelerine ve başka belgesel tanıklıklara dayanarak eskiz yapmak, mimari çizimler hazırlamak ve öğrencilerine çizerek proje tashihleri vermek açısından ömrü boyunca değişmeksizin sürüp gidecek beceriksizliği betimlenir. Modern Mimarlık’ın dört büyük ustasından biri olduğunda uzlaşılmış bir mimarın ömrü boyunca başkalarının kalem emeğine mutlak bir bağımlılık içinde oluşu ilginçtir.” Diyerek Gropious’un grup halinde çalışma isteğinin belki de bu husustan kaynaklanabileceği üzerine bir çıkarım yapabiliriz. Belki de bu dezavantajı avantaja çevirmeye başladığı anda iyiki de böyle kusurları varmış diyebiliyoruz.
Adolf Meyer ile birlikte 1911 yılında tasarladığı Fagus Werk Ayakkabı Fabrikası, geniş kitlelerce tanınmasını sağlamıştır. Daha sonra 1919’da Bauhaus’un kurulmasının en büyük başyapıtlarında biri diyebileceğimiz Gropious kuruluş manifestosunda “Mimarlar, heykeltıraşlar, ressamlar, hep birlikte zanaatlara geri dönmeliyiz! Çünkü sanat bir ‘meslek’ değildir. Sanatçı ve zanaatçı arasında önemli bir ayrım yoktur. Sanatçı yüceltilmiş bir zanaatçıdır. İstencinin bilincini aşan o ender esinlenme anlarında, ilahi bir güç yaptıklarının sanata dönüştürülmesine neden olabilir. Öte yandan, her sanatçının bir zanaatta becerisi olması zorunludur. Yaratıcı hayal gücünün temel kaynağı burada yatar. O halde, zanaatçı ve sanatçı arasında kibir engelleri yükselten sınıf ayrımının olmadığı yeni bir zanaatçı loncası kuralım!” diyerek Bauhaus’un temellerini atar. 1919’da Weimar şehrindeki eski fabrika binasında eğitimlerine başlayan okul 1926 yılında daha sonra kaptılmasına da sebep olacak siyasi nedenlerle Dessau kentine taşınıyor. Dessau’daki yapısında Gropious’un imzası bulunur ve tasarımında dağınık bir kampüsten ziyade olabildiğince birbirine yakın mekanlar düşünmüştür. İlk başlarda Dessau Dük’ünün finanse ettiği Bauhaus, gitgide tanınmaya başlayan okul, dışarıdan işler almaya başlayarak kendi kendini çevirmeye başlamıştır. Ekol haline gelen bu sistem daha sonralarda siyasi rahatsızlıklara neden olarak 1933 yılında Nazi Almanyası tarafından kapatılmıştır. Bünyesindeki eğitimciler ise yurtdışına kaçmak zorunda kalmıştır. Okulun temel tasarım derslerini yürüten Wassily Kandinsky Fransa’ya göç ederek uyruğunu değiştirmiştir. Bu sırada Gropious ise önce İngiltere’ye daha sonra Harvard Üniversitesi’nden aldığı teklifi hemen kabul edip Amerika’ya gitmiştir. Oradaki hocalık yıllarında ise yine Bauhausvari diyebileceğimiz TAC (The Architects Collaborative)’ı kurmuş ve öğrencileriyle beraber çalışmalar yapmaya devam etmiştir.
1969 yılında Cambridge, Massachusetts’ de hayata veda etmiştir ve ardında bugün Mimarlar Ne Der + ? ‘de konuştuğumuz ve sürekli konuşulacak olan Bauhaus ekolünü bırakmıştır.
Toplantı Sonu Yazılan Anonim Fikirler
Katılımcılar
Oğuzhan Koral
Rümeysa Karaman
Işılay Güngör
Mehmet Erdoğan
Sümeyye Yıldız
Denizhan Erinekçi
Hüseyin Çelik
Emre Gökçe
Oğuzhan Abdit
Ferhat Akkurt
İlayda Kal
Ercan Çelikel
Furkan Filiz
Sinem Celen
Burcu Meral
Şeymanur Ceylan
Neslihan Bingöl
Şule Karabıyıkoğlu
Ali Furkan Kiracı
Katılımcılara Buluşmadan Önce Sunulan Kaynaklar
#mimarlarneder #istanbultekniküniversitesi #itü #WalterGropius #İstanbulTeknikÜniversitesi