Frank Gehry


Buluşmamızda Frank Gehry gibi aykırı bir mimarı tanımaya, onun yapılarını, yapıtlarıyla bağdaştırdığı akımları irdelemeye çalıştık. Post modern akımın farklı bir yönü olan dekonstrüktivizmi , binalarında ne kadar yansıtabildiğini bunun yanı sıra eserlerinin sadece görsel olarak mı ilgimizi cezbettiği konusunda tartıştık. Binaların kabuk sistemleri , iç fonksiyonel şemaları , kullanıcıya hitabı mı önemli ? Yoksa görsellik ve önünden çekilen fotoğraf kareleri yeterli mi? Bizler için. Bizler acaba; bir binayı gözlemlerken sadece gözümüze hoş gelen dış güzelliğine mi odaklanırız ? Ya da bu binaların dış güzelliği kime göre neye göre hoş ? Bu gibi sorular aslında birbirini kovalıyor Gehry'nin eserlerini incelerken. Frank Gehry’i geleceğin mimarı olarak yorumladık . Yaptığı yapıtlar kendi döneminden ileride gibi bir görüntü sergiliyor.Bu durum kullanıcıların hoşuna gitmiş olmasından ötürü Frank Gehry'nin bütün eserleri döneminin önünde gitmeye devam ediyor.
Frank Gehry'nin eserlerine yansıyan sanatsal yönüne baktığımızda yapıtlarının, içgüdülerinin dışa vurumu olabileceği dikkatimizi çekti.Eserlerinde kullandığı balık formunun onun içgüdülerinden geldiğini konuştuk . Onun hayatında durağanlık olmadığını , yapıtlarını hissederek tasarlaması , hareketlilik katması ,onları insan gibi canlı bir forma dönüştürmesi onun içgüdülerinin bir sonucunun olduğu kararına bağladık.Gehry yapılarını tasarlamaya öncelikle binanın dış çerçevesinin formunu oluşturarak başladığını ve formu oluştururken farklı şeylerden ilham aldığını( kağıdı buruşturarak, maket kartonlarını öylesine yapıştırarak yada kırık bir nesneden bir form oluşturarak ) daha sonrasında ise yapının iç tasarımına geçtiğini ve bu tasarım sürecinin ne kadar doğru ya da yanlış olduğunu tartıştık.
Gehry'nin eserlerini tek bir bağlam çerçevesinde düşünmeyip eserlerini tek olarak ele aldığımızda ise farklı yönlerden değerlendirip yapıtlarının bulunduğu şehre, konuma uyum sağlayıp sağlamadığı konusunda konuştuk.Özellikle Prag’da bulunan Dancing House binası yanında bulunan binalardan çok farklı bir dokuya sahip.Yapıtlarında kullandığı alüminyum esaslı malzemeler yapıya soğukluk ve gerçekdışı bir özellik kattığını bir başka dünyadan gelmiş hissiyatı verdiğini konuştuk.Frank Gehry patinaj mı yapıyor yoksa tüketici açısından bakarsak arz-talep ilişkisiyle arzı mı karşılıyordu ? Bu sorunun üzerine düşündüğümüzde Dünyada ki bir çok ülkeden insanın onunla çalışmak istemesinin kendine has bir mimari üslubunun olmasından kaynaklandığını ve diğer eserlerinde yaptığı gibi .Bu başlıklar altındaki tartışmalarımızın sonucunda arkadaşlarımızın bir kısmı Frank Gehry kullanıcı fonksiyonları ile paralel şekilde bina tasarımlarını yapıyorsa, bizim için haz alınacak bir mimar dediler, bir kısım arkadaşlarımız ise görsel kabuk ihtişamı bizim için ilham verici dediler.
Katılımcılara Buluşmadan Önce Sunulan Kaynaklar
http://tr.euronews.com/2014/10/29/frank-gehry-binalari-insanlastirmak-istiyorum
http://www.mimarlarneder.com/single-post/2016/03/26/Frank-Gehry
http://www.emlaktagundem.com/mimar-frank-gehrynin-tasarimlari/
Katılımcılar
Tuğba Özmen
Hatice Gürel
Abdullah Yılmaz
Hakan Çiftçi
Süleyman Ertuğrul
Enes Bozyel
Melis Çınar
Ogün Kocabıyık
Halil İbrahim Elkatmış
Elvan Törün
Taha Çiftdoğan
Ali Furkan Kiracı
Sabit Engin