top of page

Mimar Sinan


 

Bu hafta üç padişahın birbirinden farklılık gösteren dönemleri boyunca baş mimarlık yapmış ve Osmanlı Mimarisi'ne kimliğini kazandırmış Mimar Koca Sinan'ı konuştuk. "insan"ı her zaman tasarım anlayışının merkezinde tutmasını, "imaj yapı" oluşturmadaki başarısını, eserlerinin çevresiyle mükemmel uyumunu ve silüete katkılarını, koruma anlayışını ve tüm bunlarda bu denli başarılı olmasının nedenlerini irdeledik.

Sinan; Ağırnas'ta, taş işçiliğinin ve inşaat ustalığının bölgenin geçim kaynağı olduğu, hatta çocukların köprü yaparak oyunlar oynadığı bir köyde doğmuştur. Sinan'ın devşirileceği yıl büyük bir deprem olur ve çok daha fazla devşirme çocuk alınır, Sinan da böylece 20li yaşların başında devşirilir ve askerliğe başlar. Prut Seferi'nde nehrin geçilmesinin hayati olduğu bir anda, kimsenin çözemediği köprü sorununu çözerek dehasını ispatlar ve "baş mimar" ünvanını alır.

Sinan'ın eserlerinde görürüz ki yapım tekniği ve tasarım mükemmel bir uyum içindedir. Ağırnas'ta büyümesinin ve devşirilmeden önce taş işçisi olmasının Sinan'a malzemeyi iyi tanıma şansı vermiş olabileceğini düşündük. Asker olmasıyla beraber bir çok şehir, bir çok eser görme imkanı bulmasının da Sinan'ın tasarım anlayışını etkilemiş olabileceği sonucuna vardık. Kimimiz : "Tasarım ve tekniğe hakim olmak Sinan'da gördüğümüz bütüncül bakış açısının temellerini oluşturmuş olabilir." derken, kimimiz : "Taş ile uğraşmak, birimden bütüne bir anlayış getirmiş ve tümevarımcı bir yaklaşım ortaya çıkmış." düşüncelerini savundu. Sinan bulunduğu çevrelerde iyi bir gözlemci olmuş ve gördüklerini iyi analiz etmiştir, analizlerini de doğru sentezleyerek başarılı eserler ortaya koymuştur.

Toplantı sırasında Sinan'ı çağdaşlarından ayıran özellikleri bulmak için çağdaşlarından biri sayılabilecek olan Brunelleschi'nin eseri Floransa Katedrali ile Sinan'ın "ustalık eserim" olarak adlandırdığı Selimiye Camii'ni kıyasladık.

  • Makro ölçekte baktığımızda Selimiye Camiinin birden fazla ve meydanlaşan girişlerinin olmasının Selimiye'yi daha davetkar ve kucaklayıcı kıldığına karar verdik. Floransa Katedrali'nde ise cepheden giriş sağlanmakta ve arada bir bahçe bulunmamaktadır. Bununla beraber giriş sayısı Selimiye'ye göre daha azdır.

  • Kütle organizasyonu açısından Selimiye daha parçalı ve dengeli bir yaklaşım izlemiş ancak cephede sadeliğe yönelmiştir, Floransa Katedrali'nde ise Selimiye'ye göre kütle organizasyonu daha az parçalı olup süslü bir cephe uygulanmıştır.

  • İkisi de imaj yapısı niteliği oluşturmakta ve ikisinde de fonksiyona özgü bir mekan kademelenmesi mevcuttur.

  • İç mekanda incelediğimizde ise Selimiye mekan yüksekliği olarak 43,25m iken, Floransa Katedrali 90m'dir. İnançlar gereği Floransa Katedralinde daha fazla yükseklik tercih edilmiş olabilmesine karşılık, Selimiye'nin insan ölçeğine daha yakın olduğu sonucuna vardık. Burada; Floransa Katedrali'nde Tanrı'nın büyüklüğü vurgulanırken, Selimiye'de Allah'a yakın olma hissinin verilmeye çalışılmış olabileceğini düşündük.

Gerek Selimiye'nin insan ölçeğine yakın olması gerekse daha sade bir mimari anlayış sergilemesi sebebiyle Sinan’ın çağdaşlarına göre daha modern ve ileri görüşlü bir mimar olduğu sonucuna vardık.

Sinan'ın ileri görüşlü olduğunu gösteren bir diğer örnek, Şehzade Camii'nde yapılan restorasyon sırasında bahçe kemeri onarılırken ortaya çıkan Sinan'a ait yazılı bir belgedir. Sinan; "Bu kemeri oluşturan taşların ömrü yaklaşık 400 senedir. Bu müddet zarfında bu taşlar çürümüş olacağından siz bu kemeri yenilemek isteyeceksiniz. Büyük bir ihtimalle yapı teknikleri de değişeceğinden bu kemeri nasıl yeniden inşa edeceğinizi bilemeyeceksiniz. İşte bu mektubu ben size, bu kemeri nasıl inşa edeceğinizi anlatmak için yazıyorum." der ve günümüzün inşa tekniğinin o günkülerden uzaklaşacağını, gelişeceğini öngörür. Böylelikle Sinan,bize bir mimarın sadece gününün değil geleceğinin de mimarı olması gerektiğini gösterir.

Sinan gününün ve geleceğin mimarı olmasının yanında geçmişin izlerini de korumuş ve sahip çıkmıştır. Selimiye'nin dış avlu duvarının köşesine yerleştirdiği Bizans sütunu, en ufak bir yapı öğesini bile koruduğunu ve koruma konusundaki hassasiyetini ortaya koymaktadır.

Yine buna benzer bir diğer örnekse bugünkü Sultan Ahmet Meydanı'dır. Sinan, Bizans Dönemi'ne ait At Meydanı'ndan kalan dikilitaş ile oradaki meydanı korumuş ve daha tanımlı hale getirmiştir.

Yapısal ölçekte baktığımızda Ayasofya'yı defalarca onarmış, güçlendirmiş ve hatta kentsel ölçekte çevresine yaklaşma mesafesi getirerek ona zarar verme ihtimali olan yapılardan arındırmıştır.

Tüm bunlar ışığında, ’Sinan bu öğeleri korumasaydı Sultan Ahmet Meydanı'nın karakteri yine böyle mi olurdu? Bugün turistleri kendine çeken tarihi öneminden neler kaybederdi? ‘sorularına yanıtlar aradık. Sinan'ın bizim henüz ulaşabildiğimiz koruma anlayışına asırlar önce ulaştığını ve bunu kendi döneminde uyguladığını gördük.

Kente kendi tarihiyle katkıda bulunması ve canlandırmasının yanı sıra Sinan'ı Sinan yapan özelliklerden biri de şüphesiz ki kente ve silüete katkısıdır. ’ Sinan'sız bir Edirne nasıl olurdu? Selimiye’siz bir Edirne, Edirne olur muydu? Süleymaniye'siz İstanbul eksik olmaz mıydı? ‘sorularına cevaplar aradık.

Sonrasında ise, ‘Edirne'de yeni yapılacak bir yapı Selimiye'nin imaj yapısı olmasını engelleyebilir mi? Sonuçları neler olur? ‘sorularını tartıştık. Süleymaniye ve Ayasofya'nın yan yana olmasına rağmen yarışmadığı örneği verildi. Bunun yanında yeni bir yapının, Edirne'yi "tarihi kent merkezi" olan Selimiye ve çevresinden koparıp yeni bir yönde kentleşmeye sürüklemesinin dezavantajlarını tartıştık.

Bu toplantıda öğrendik ki bir mimar tüm zamanların mimarı olmalıdır. Geçmişini korumalı ve iyi analiz etmeli, gününün şartlarını ve teknolojisini tanımalı, sadece kendi çağına değil geleceğe de hizmet edebilecek sentezler yapmalıdır. Bu yüzdendir ki Sinan, Mimar Koca Sinan'dır.

 

Katılımcılara buluşmadan önce sunulan kaynaklar

  1. http://www.mimarizm.com/mimarlik-ofisleri/emre-arolat-architects_123178

  2. http://www.emrearolat.com/ http://www.sermimar.net/emre-arolat-mimarlar-sehre-her-gun-hesap-verir.html

  3. http://www.arkitera.com/haber/18972/cami-28

  4. http://youtu.be/0uE4XqgEzDk

 

Katılımcılar

Alim ÖZDABAK

Asip ASİM

Dilara BİRSEN

Mine BATAL

Gülcan ERDEMOĞLU

Gülendam ULUSOY

Hüseyin ERDOĞAN

Tülay ÇAY

Yusuf MAVUŞ

Zehra Nur SOYDABAŞ

#mimarsinan #mimarlarneder #rapor #trakyatopluluğu #trakya

Tanıtılan Yazılar
Daha sonra tekrar deneyin
Yayınlanan yazıları burada göreceksiniz.
Son Paylaşımlar
Arşiv
Etiketlere Göre Ara
Henüz etiket yok.
Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page