Peter Zumthor

‘Mimarlık formla ilgili değil, başka birçok şeyle ilgili. Işığın ve kullanımının, yapının ve gölgenin, kokunun ve benzerinin. Burada form kontrolü en kolayıdır.’
Formsuz bir mimarlık düşünülebilir mi, ya da formu gerilere itip öncesinde birçok şeyi düşünerek forma gidilebilir mi? Zumthor’un yapılarındaki sanatını izleyip, dokuları hissederken bu sorular canlanıyor kafamda. Formdan önce kendisine bir hikaye yazan, veya yazılmış hikayeleri oynayan, hisseden, dokunan bir mimarlık çünkü Zumthor’unki. Bu hikayenin bir tarafında formu gerilere itemeyip bütüncül düşünürken, diğer tarafında neden olmasınlarla sorgulanıyorum. Öğrencilerinden tamamen duygusal bir alan tasarlamalarını istediğini düşününce, mimarlığın özü koklanıyor sanki. Bilinmeyen bir evren olduğu için cılız fakat farklı bir koku. Neden vermek istenilen duyguyu tasarlayıp, atmosfer yaratılıp gerisi kullanıcıya bırakılamasın ki? Böylece belki de mimar-yapı; özne-nesne durumu da aşılarak özne benden bize, nesne de duygularımızın üzerine inşa ettiğimiz ortak bir üretime dönüşebilir.
Formsuz mimarlığın ötesinde Zumthor’u bu kadar duyusal algılatan ne var dendiğinde de şüphesiz malzeme kullanımı ve bunu deneyime yansıtması gerekiyor. Deneyime dayalı mimarlık üzerine çalışan Zumthor, yapılarını ince ince işliyor. Böylece yapılarda anlatılan hikaye hissediliyor.Kullandığı malzeme yer ve durumla bütünleşerek bize bir atmosfer yaratıyor ve gerisi algımıza bırakılıyor adeta. Yapılarında metafor kullanmıyor, anlatmak istediğini direk önümüze seriyor Zumthor.
Bu kadar çok madde ve durum üzerine üreten Zumthor’un mimarlığını daha derinden anlamaya çalıştığımız zaman, maddeyi yoğunlaştırarak yalın bir mimarlık ortaya koyduğu anlaşılabiliyor. Fakat burada bu kadar yoğunlaşmayla nasıl bir yalınlık kavrayabiliyoruz diye sorulabilir. Maddeyi önce çokça hissettirerek mimarlığına davet eden Zumthor bizleri yavaşça durum yoğunluğuna alıştırıp maddeyi geriye çekiyor, bu durum yoğunluğu mimariyi soyuyor olabilir mi? Bizler bu büyülenmişlikle maddenin kaybolmasını sezinlemiyor olabiliriz fakat belki de kafamızı gökten yere indirsek kaybolmuşluğa düşebiliriz diye düşünülebilir. Ya da buna istinaden büyülendiysek kafamızı yere indirme gereği hissetmeyebiliriz diye bir antitez sunulabilir.
Tüm bunlardan hareketle Zumthor’un belki de bizleri yeni bir atmosfer tasarlayarak alışılmışlıklar mimarlığından kurtarıp düşünsel ve algısal bir mimarlığa yolculuğa çıkarmaya çalıştığını söyleyebiliriz. Anlamı ve duyguyu özde tutarak bunu maddeyle işeyen Zumthor, bizleri anlamaya, anlamlandırmaya ve en önemlisi hissetmeye çağırarak farklı bir pencere açıyor.

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi ve İstanbul Teknik Üniversitesi
Peter Zumthor Buluşması (2018). Resim © Mimarlar Ne Der +?
Katılımcılara önceden sunulan kaynaklar:
http://www.mimdap.org/?p=18058
http://www.mo.org.tr/mimarlikdergisi/index.cfm?sayfa=mimarlik&DergiSayi=362&RecID=2108
http://v2.arkiv.com.tr/ko2268-peter-zumthor---profil.html
http://www.mimarizm.com/haberler/2009-pritzker-odulu-peter-zumthor-un-oldu_116386?PageNo=1
https://www.archdaily.com/364856/happy-70th-birthday-peter-zumthor
https://www.pinterest.co.uk/dezeen/peter-zumthor/
https://www.dezeen.com/2013/02/06/peter-zumthor-at-the-royal-gold-medal-lecture-2013/
https://www.dezeen.com/2016/06/10/peter-zumthor-architecture-wooden-buildings-on-stilts-tourist-trail-norway-allamannajuvet-mine/
https://www.dezeen.com/2016/02/12/video-interiview-peter-zumthor-serpentine-gallery-pavilion-2011-solitude-calm-movie/
Katılımcılar:
Gökçe Kalkan
Melike Kursak
Hatice Koç
Burcu Meral
Sümeyye Yıldız
Ali Furkan Kiracı
Ahmet Fatih Tanç
Ceren Orhan
Fatma Karlıoğlu
Elif Tekinay
Abdurrahim Berk Çam
Halil İbrahim Elkatmış
Büşra Avcı
Elif Aydan
#mimarsinangüzelsanatlarüniversitesi #PeterZumthor #mimarlarneder #istanbultekniküniversitesi #msgsu #itü