Adolf Loos

İŞLEVİN ÖTESİNE GİDEN ŞEY : SÜS
‘’Doğru olun. Doğa hep doğrunun yanındadır. Demir korkuluklu demir köprülerle arası hep iyidir, ama burçlu ve pervazı eğimli Gotik kemerlerin yüzüne bile bakmaz.’’
Adolf Loos, 1870 yılında Maravia’nın Brno kentinde bir taş işçisinin oğlu olarak dünyaya geldi. Teknik ağırlıklı bir eğitim aldıktan sonra, 1893 yılında Amerika’ya giden Loos’un üç yıllık Amerika seyahati tam bir maceradır. Talihsiz geçen Amerika seyahatinin Loos’un mimarlıkla ilgili düşüncelerinin oluşmasına büyük katkısı olmuştur. O dönemlerde Loos, Sullivan’ın 1892 yılında yazdığı ‘’Ornament in Architecture’’ makalesinden çok etkinlenmiş ve bu makale kendisinin on altı yıl sonra yazacağı ‘’Ornament and Crime’’ adlı kitabının temel fikirlerini oluşturmuştur.

LoosHouse- Michaelerplatz , Vienna, Austria. Resim XXI
Loos’un meslek yaşamına başladığı dönemde Viyana Gotik, Venedik ve Rönesans mimarilerine ait eklektik cephe süslemelerinin sergilendiği bir şehir haline gelmişti. Mimarlığın tek kaygısının dış görünüm, cephe dekorasyonu olduğu bu dönemde mimarlık artık sadece seyredilmek için vardı, içinde yaşamak için değil. Oysa Loos’a göre mimarlık seyredilmek için değil, içine girip deneyimlenmek için vardır. “Potemkin Şehri”nde, karton malzeme kullanılarak yalnızca bina cephelerinin oluşturulduğu sahte bir kenti metafor olarak kullanan ve hem güzel hem de lüks görünmesi için pahalı malzemelerin ucuz taklitleriyle inşa edilen Viyana binalarını eleştiren Loos’u asıl üzen, nesnelerin temsiliyet değerlerinin, asıl anlamlarının önüne geçmiş olmasıdır. Loos bu düşünceye o kadar bağlıdır ki, onu en çok mutlu eden şey, tasarladığı mekanların fotoğrafları çekildiğinde en ufak bir resimsel etki uyandırmamasıdır. ‘’Mimarlık’’ adlı makalesinde bu konuya şöyle değinir: ‘’Bakın bir daha söylüyorum: Gerçek bir bina iki boyuta indirgendiğinde, resim gibi bir izlenim uyandırmaz.’’

Villa Müller Resim @archdaily
Binalarından çok, yazıları ile tanınan Loos’un bu kadar eleştiri almasının nedeni yaşadığı dönemin mimarlarından farklı bir bakış açısıyla ele aldığı mimarlık olabilir mi? Belki de daha duyarlı olması. Loos’un mimarlığın fikir yönüyle ilgili kalmasının sebebi her ne kadar mecburiyetten de olsa günümüze bıraktığı en önemli yapıları yazıları sanırım.
Şu anda bile tartışmaya devam ettiģimiz yazılarında yoğun biçimde kültür eleştirisi yapan Loos, modern insanın maskeye ihtiyacı olduğuna sıklıkla değinir. Bu maske, modern toplum içinde dikkat çekmeyen ve bireyselliği gizleyen sade ve modern İngiliz giyim tarzı için kullanılan bir metafordur. Konut da bir anlamda maske gibidir; dışı, içini korur ve gizler. Çünkü Loos’a göre, dışı topluma, içi ise kullanıcılarına aittir. Bu nedenle bir binanın dış yüzeyleri süslemesiz ve yalın, iç mekanları ise içinde yaşayanların zevkine uygun şekilde tasarlanmalıdır. En önemlisi de biçimden önce atmosferi tasarlamak değil midir?
Loos’un yazılarında vurgulamak istediği diğer bir konuda, dekoratif formaların, bu formları var eden düşünceleri ve yaşandığı dönemi sorgulamadan günümüze özgü malzemelerle tekrar kullanılmasıdır. Örneğin Dorik kolon sadece Dorik süslemeden ibaret değildir; o dönemde yaşanan sosyal ve politik olaylarla da ilgilidir. 1922 Chicago Tribune Binası Yarışması'na kazanamayacağını bilmesine rağmen tek bir devasa Dorik sütünü yollamasının sebebi de bu olsa gerek…
Düşünüyorum da Loos bulunduğu dönemde her şeye rağmen bu kadar sert ve eleştirisel yaklaşmasaydı bugün hala süslemeler içinde yaşıyor mu olurduk ya da yaşamaya çalışıyor mu olurduk ?

Gebze Teknik Üniversitesi Adolf Loos buluşması (2018) Resim © Mimarlar Ne Der +?
Buluşmadan önce katılımcılara sunulan kaynaklar:
https://www.readingdesign.org/ornament-in-architecture/
https://mimaritasarimveelestiri.wordpress.com/2012/05/22/modern-dunyada-bireyin-mahremiyeti-ve-kamusallik-iliskisi-uzerine-adolf-loos-ve-le-corbusier-uzerinden-degerlendirme-2/
https://www.archdaily.com/576187/spotlight-adolf-loos
https://www.archdaily.com/798529/the-longish-read-ornament-and-crime-adolf-loos
Katılımcılar:
Asena KÜBRA İMREN
Oğuzhan Kaya
Eda ESEN
Gamze SARI
Hasret GÜL ATMACA
Tugay YILMAZ
Ali Tıknazoğlu
Simden GÜNAÇTI
Gizem ALİÇAY