Emin Onat

Mimariyle Ulusal Bağlamı Sentezleyen Uluslararası Bir Mimar : Emin Onat
Emin Halid Onat, döneminin öncüsü olan her yönden eğitim ve fikir hayatında adeta çığır açmış, Türk mimarisini ve Türk mimarlarını uluslararası alanda temsil etmiş bir mimardır. Bunu en net anlayabileceğimiz nokta ordinaryüs profesörü olarak hayatını tamamlamasıdır. Akademik kariyeri İstanbul Üniversitesi’nde başlayan fakat kısa sürede keşfedilmesiyle Zürih Yüksek Teknik Okulu’na gönderilen, oradaki eğitimini ise 3 yılda tamamlayan mimarımız okuluna dönerek Yüksek Mühendis Okulu Mimarlık Şubesini açar. Burada doçent ünvanını alarak eğitim vermeye başlar. Kısa süre içerisinde profesör ünvanını alarak mimarlık şubesi şefliğine getirilir. Aynı zamanda Hanover Teknik Üniversitesi’nin 6 yabancı bilim ve sanat adamına verdiği onursal doktorluk ünvanına sahip olmuştur.
Emin Onat’ın yaşamı boyunca verebildiği nitelikli eser sayısı bir elin parmaklarını geçmemektedir. Burada akla gelen ilk soru eğitim kariyerini ünvanlarla bitiren bir mimar niçin iş sahasında aynı başarıları gösteremez? Bunun en temel ve muhakkak sebebi içerisinde bulunulan dönemdir.(1950) Henüz savaştan yeni çıkmış bir milletin inşaat alanında güçlü ve çok sayıda örnekler verebilmesi malii açıdan zor olacaktır. Ya da dönem dışı ele alacak olursak, burada mimarın içerisinde bulunduğu koşullarla savaşabilme, bir iş sahasını yönetebilme kabiliyeti sizce nedir?
Yapılarında genel olarak akılcı işlevselci yol izleyen Onat; yalınlaşma, masif biçimlenişler, saf düzgün geometri, anıtsal ulusalcılık fikirleri ile bezenmiştir. Eğitim hakkında bu kadar bilgiye sahip olan Onat tabii ki birçok şehirde fakülteler inşaa etmiştir.

Resim Fen Edebiyat Fakültesi, Fotoğraf ©Uludağ Sözlük
Bunlardan ilki İstanbul Fen Edebiyat Fakültesi’dir. Fakülte için geleneksel Osmanlı mimarlığı ile Alman Nazi mimarlığı arasındaki çatışmanın sentezlenmesiyle oluşmuş diyebiliriz. Fakat burada binanın alt ve üst biçimlenişinin birbirine ne derecede uyumlu olduğundan çok, eğitim binası işlevine ne kadar yatkın olup olmadığını düşünmeliyiz. Mimarımız geleneksel Türk mimarisinde de karşılaştığımız pencere düzenleri, saçak biçimlenişlerini yansıtmıştır. Alman mimarisinden de okuduğu yıllarda etkilendiğini gösterecek şekilde masif büyük bir kütle, iç mekanda organizasyon kurguları yapmıştır. Aynı zamanda medrese yapılarına adeta atıfta bulunmuştur. Avlulu geniş açıklıklı revaklı geçitlerle sosyal alanlar oluşturmaya özen göstermiştir.

Anıtkabir, Ankara Fotoğraf ©Arkiv
Emin Onat’a göre ‘’Birçok bilgi ve birikimimi sentezlediğim, mimarların yaşadığı ilkel tasarım kararlarını verdikleri kuluçka evresini uzunca yıllar bekledim’’ dediği en değerli eserlerinden biri ANITKABİR projesine bakacak olursak bir ulusun nasıl adımlarla hangi mimari kararlarla atasına ulaşabileceğini incelemiş olacağız. Bir mekanın ruhu var mıdır? Bir mekanın içinde bulunduğumuzu sadece ruhani yönden mi algılarız yoksa başka algısal ögeler de bulunmalı mıdır? Anıtkabir için egemen olan nedir?
Orhan Arda ile tasarladıkları Anıtkabir, Dünya çapında 49 adet proje arasından 1. seçilmiştir. Mimarlar sadece bir anıt mezar yapmayı değil, Türk ulusunun yaşadığı bağımsızlık, hürriyet, savaş mücadelelerini her anlamda hissettirmeyi amaçlamışlardır. Hem eski Türk mimarisindeki kemer, pandatif kubbe, tonoz kullanılmış hem de kolon, kiriş, döşeme gibi modern taşıyıcılar da kullanılmıştır. Anıtkabir’de her yönden tarihimizi hissettirecek ögelere değinilmiştir. Girişte bizi karşılayan istiklal ve hürriyet kuleleri bulunmaktadır. Bu iki kule Türk ulusunun 2 temel varlığını oluşturur. Daha sonrasında şaşırtmalı olarak dizilen taşlardan oluşan yürüyüş yolu, insanların başı önde gitmesini sağlanmış ve Ata’ya saygı anlamı vurgulanmıştır. Aslında burada mimarın kullanıcıları istediği derecede yönlendirebildiğini (adım atışlarını dahi planladığını) görmekteyiz. Anıtkabir’de 262 metrelik yürüyüş yoluna eşlik eden aslan figürleri de 24 oğuz boyunu temsilen gücün sembolü olarak kullanılmıştır. Mozolenin etrafını çevreleyen müzelerde Atatürk’ün özel ve değerli eşyalarına, büyük mücadeleden kalma sesli ve görsel cephe canlandırmalarına ulaşılabilir. Binanın içerisini keşfettiren Emin Onat son olarak tören alanıyla birlikte Atatürk’ün kabrine bağ kurmaktadır. Kümbet mimarisinin örneği olan kabir 81 ilden gelen toprakla çevrelenmiştir. Ve zeminin 7 metre altında mezar bulunmaktadır. Ayrıca sekizgen şeklindeki mezar odası ölümsüzlüğü temsil etmektedir.
Sonuç olarak Anıtkabir birbirinden farklı etkileri bir bileşim içinde kaynaştırmış bir yapıdır. Onda hem geleneksel hem çağdaş hem ulusal hem de uluslararası nitelikler bulma olanağı vardır. Geometrik bir yalınlığı olan biçimlenişinde, geçmişten alınmış üslup özelliklerini yinelemez, ama bilinçli bir biçimde Anadolu-Türk mimarlık geleneğinin çeşitli ögelerine de sahip çıkar. İyi çözümlenmiş ayrıntıları, duyarlı oranlarıyla uyumlu, etkileyici ve anıtsal bir bütünlüğe ulaşır.

Trakya Üniversitesi Emin Onat Buluşması (2018). Resim © Mimarlar Ne Der +?
Buluşmadan önce katılımcılara sunulan kaynaklar:
http://www.arkitera.com/etiket/7800/emin-onat
http://www.mimdap.org/?p=206480
https://www.youtube.com/watch?v=zwXJehmyDsw
https://www.youtube.com/watch?v=hyQy2GF1jeQ
https://www.youtube.com/watch?v=8WrK6DwLdww
https://www.youtube.com/watch?v=2ZdIw0RumkY
https://www.trtarsiv.com/izle/104028/anitkabir
Katılımcılar:
Furkan Yaşar Gümüş
Berna Dere
Yusuf Mavuş
Diler Zeynep Esenkal
Semih Çömlek
Mehmet Karadeniz
Beyza Dalkılıç
Hanna Vesnic
İbrahim Yunus Öz
Ekin Kabayel
Dilara Ece Evren
Batuhan Akar
Gözde Sarıteke
Gamze Özcan
Hayrunisa Yazıcı
Ece Deniz
İbrahim Ergin
Muhammet Tüfekçi
Su Öyküm Özduran
Gökçen Kuçur
Almera Mukoviç
Anela Memiç
Gülcan Arıcı